Categories
Sponsors
Archive
Blogroll Badges
Community
|
Posted in Hayattan | 1 Comment | 4,763 views | 14/01/2009 00:54
Hatırlayacağınız üzere, geçen yıl Amerika’daki senarist krizi yüzünden 24 dizisi yayınlanamamıştı. Geçen yıl beni üzen büyük gelişmelerden bir tanesiydi aslında bu. Her ne kadar bir çok izleyici için 24 izlemek kabak tadı vermiş olsa da, farkettim ki sadece Jack’i izlemek bile bana zevk veriyor. 24’ün 15. sezonu çıkar mı bilmiyorum ama Jack’i o zaman bile izlemek zevk verecektir sanırım benim için. Uzun bir senenin ardından, beklenen gün geldi çattı. Geçen pazar, 24’ün ilk 2 bölümü birden yayınlandı. Ertesi gün ise 3. ve 4. bölümler yayına girdi. Bu, 24 severler için bayram havası yaratmıştır büyük ihtimalle. Pazartesi günü Warez-bb’de 24’ün ilk kopyalarının nete düşmesini beklemek, bana 2 sene önce yaşadıklarımı hatırlattı. Gece 4 gibi 24’ün yeni bölümlerini indirilecekler arasına ekler ve turk telekom’un 256 kbit’lik bağlantısıyla tvrip’lerin inmesini beklerdim. Bu 2 sene sonrasında neler değişti diye bir düşündüm de, 2 sene önceki heyecanım neyse, cidden bu sene de aynı duyguları hissediyorum. Tabiki değişiklikler var; Artık 22″ Samsung 2 ms lcd monitörüm, HD destekli 400$’lık bir ekran kartım ve çok olmasa da geçen 2 yıllık süreye göre baya çok sayılabilecek bir bağlantı: 1024 kbit. Hal böyle olunca tvrip’lere ilgi göstermenin gereği olmadığını düşünerek, 720p kopyaları listeme ekledim. Sezon 7’nin bir önceki sezona göre daha heyecanlı başladığını düşünüyorum. Özellikle ilk 4 bölümde diziden aldığım hazı kelimlerle ifade edemem. Spoiler vermek istemiyorum, bu yüzden script ile ilgili pek birşey paylaşmayacağım fakat Tony Almeida’nın geri dönüşü beni çok sevindirdi. Tony bu sezon karşımıza kötü adam olarak çıktı. Her ne kadar Tony’nin kötü adam olmayacağını düşünüp, ofisten arkadaşım Can’a, “Tony kesin CIA için çalışıyor” desem de, aslında Tony’nin Michelle’in ölümünden sonra hükümete duyduğu nefretten dolayı cidden kötü işlere karıştığını görüyoruz. Dizide Tony ile Jack arasında geçen kısa bir diyaloğu eklemeden geçemeyeceğim.. Tony: No, jack
Jack : What? Tony: I hated the federal government for what it took from me and I did some pretty bad things.. Hafızamızı biraz zorlayalım. 5. sezonda David Palmer suikasti Jack’in üstüne yıkılmaya çalışılmış, Jack’in bir çok yakın arkadaşı öldürülmüştü. Bunlar arasındaki Tony de vardı. Bu ölümlerin sonrasında 5. sezonun sonlarına doğru, işin içinde Başkan Logan’ın da olduğunu öğrenmiştik. İşte Tony, Michelle’in ölümünden hükümeti sorumlu tutarak, bazı illegal aktiviteler içersine girmiş. Jack ile Tony arasında geçen bir diğer konuşma aşağıda: Jack: The government did not kill michelle. Charles Logan did.
Tony: Charles Logan is a product of his environment. The government poisons everything in its path. Her ne kadar Jack’in önce söylediği doğru gibi gelse de, Tony’nin sözlerine de hak vermiyor değilim. Aslında Logan, çevresindeki insanlar tarafından yönetilen bir kuklaydı. Amerikan başkanı olmasına rağmen, elindeki gücü doğru bir şekilde kullanmasını bilemedi. Bazı şirketlerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeye başlamıştı. Zaten son sezonlarda, hükümette büyük bir “corruption” görmeye başladık. Özellikle 7. sezonda kimin iyi tarafta, kimin kötü tarafta olduğu belli değil. Gizli servis içersinde bile bozulmalar söz konusu. Daha da vahim olan, güvenilir FBI ajanlarının bile saf değiştirmiş olması. Durum böyle olunca ilerleyen bölümlerde, çok büyük sürprizlerin karşımıza çıkmaması elde değil. Merakla bir sonraki bölümü beklemekteyim.. |